25 Aralık 2014 Perşembe

HANİ SAVAŞTA HER ŞEY MÜBAHTI

şimdi elimde senin el yazın
'canıım' yazan güzel el yazın
şeytandan günahkar,meleklerden masumduk
bir gece yarısı hatırlar mısın bir parkta oturduk
cinlerden korkacak kadar çocuktuk.
şimdi günah nedir diyorum kendi kendime
günah yalan söylemek mi,hani savaşta herşey mübahtı??


şimdi elimde baş başa bir resmimiz 
arka fonda ''sen giderken''hala çalıyor
aylar oldu susmadı bu ses kulaklarımda
ölmek  nedir
bilir misin
nefesinin kesilmesi sanırdım
çok kesildi aylardır
nefesssiz kaldım,gözlerim kurudu ağlamaktan
ciğerim tıkandı..
zaten iyi değildim 
bilirsin.
şimdi ölmek nedir öğrendim
dur sana da anlatayım
ölmek en özel sözlerini 
birinin silah olarak saklamasıymış
biri dese bunu delilik derdim.vallahi buymuş ölmek
savaşta herşey mübah derler
benim yalanım günah oldu
senin ki mübah.....
savaşlarım bitti artık
şimdilerde tek savaşım kendimle
senin istediğin gibi olmaya çalışan benle...

şimdi ellerimde senden kalan beyaz orkide
ne tezat bu hayat
ben canımdan olurken o canlandı şuara
ellerimde senin bana bıraktıkların
kendimin artıkları.......






15 Ekim 2014 Çarşamba

         AYNALAR

aynalar sadece cisim göstermez

manayı da gösterir

mesela gözlerinin içine bakabiliyor musun  aynada

korkmadan,

pişmanlık duymadan,

vicdanın rahat,

suçluluk hissetmeden?

kendine en büyük düşman yine sensin  unutma

önce kabul etmelisin yanlışlarını

içindeki hesaplaşmaları bitir aynaya bakarken

kılıçları çek

benliğin yara alsın ama inkar da etmesin yanlışını

çünkü hiçbir şey yok sayılınca yok olmuyor

hesaplarını kapat kendinle

sonra yine bak gözlerinin içine

bana olamadın ama kendine adil ol

yaralarını sar

ve tut bir elinle öbür elini

''seni affettim'' de

bitir içindeki kavgayı

ve herkesle olan kavganı.

hayat uzun değil inan

kavgalara ayıracak kadar......




29 Eylül 2014 Pazartesi

sol yanımda bir bebek öldü.
aylarca taşıdım içimde
çürüdü.çürüdü
zehirledi
ben yine taşıdım içimde
.....
zehrin şerbet dedim
sen misin beni zehirleyen başım üstüne dedim
azgın yaralar açıldı içimde
kanadı ,kanadı,kanadı....
senin erkanın,senin yolun
bana ölüm ise de başım üstüne dedim.
....
sol yanımda bir bebek öldü
o çürüdükçe sevgim büyüdü
vazgeçilmez bir parçam oldu çürüyen yanım
alma doktor onu benden
o yok ise ben olsam ne fayda dedim
...
sol yanımda bir bebek öldü
acılar çektim ,büyük acılar..aldırmadım.
ölüyle ölünmez mi demişler
yalan
inanma sen onlara
her ölümde ölürsün sen de biraz
her vedada sen de eksilirsin
ölümün kötü olduğunu kim söyledi hem
her ölüm bir veda değil
..
sol yanımda bir bebek bir ben öldü......




25 Eylül 2014 Perşembe


                 HAYAT

Gitmek ne ki 

İnsan bir olduğu bedenden ne kadar uzağa gidebilir ki.

Sen bana git de

Ben ruhunda saklanayım.

Görme

İşitme

Susar beklerim orada...

Bir gün gelir 

Sıyrıldığında dünyalıklardan 

Ruhuna ayna tuttuğunda 

Bulursun belki beni yine orada

Kim bilir...

Hayat.


28 Temmuz 2014 Pazartesi

BEKLERİM

     

küçük bir kızın bayramı beklemesi  gibi bekledim seni
al al  çiçekli fistanını giyip,
 bir bayram şekerini dünyaya değişmez haliyle bekledim 
tahta bir kapı vardı önümde 
kapının aralığından gözetledim zamanı
geçsin istedim
sana doğru aksın istedim zaman 
senli günlere...
kırık tahta kapıdan karanlık sızdı içime
küçük kızın elleri buruştu,yüreği buruştu karanlıktan
oysa sen varken güneş pırıl pırıldı 
sıcacık bir yazdı...
büyük,tahta kapının ardında  durdum
bekledim...
hayır bekleyince uzamıyor zaman
gelmeyeceğini bilince uzuyor...
al al çiçekli fistanımı yaktım içimin közünde
dualarımı yaktım 
hayra çıkan rüyalarımı...
her şey yandı seni beklerken
ama o tahta kapıyı yakmadım daha
ardına geçip tahtaların ardından karanlık sızsa da bakarım,yine beklerim...................

8 Haziran 2014 Pazar



                           Eksik 


belki bir doğru eksikti geçmişte söylenmiş bir yalanın itirafı
belki bir bakış eksikti içinde sevgi olan
eksik vardı çok ,çok eksik
eksikler olmasa insan kendine yapar mı bunu.
ruhunu ateşe verir mi bilerek
ateş bile güzel gelirdi aslında 
sonsuza dek yansaydı
oysa o bile eksik..

bir şehrin olmalı benim şehrim dediğin
ait olmalısın oraya
annen baban kadar şarttı bu aslında
birine ait olmak kadar bir şehre ait olmak da.
eksik vardı çok,çok eksik
ait değildin hiçbir yere
ve hiç kimseye
bir mezara ait olan bir ölü kadar olamadın
eksikti çok ,çok eksik.
şimdi sana kaybolan yıllarını verseler 
o yıllarda kaybolursun
eksikler seni de eksiltir
doğrular içinde bir yanlış olursun
gerçekler içinde bir yalan
sözler,yeminler,gözyaşları hepsi anlarsın ki yalan
yalan yaşadığın her doğru
eksik vardı çok,çok eksik 
yaşamın kendisi eksik....
                           mualla 8 haziran2014

26 Mart 2014 Çarşamba





     Kabus

karanlıktı her yer

her an gelecekti sanki kötü haber

bir çığlık  ki öyle derinden öyle sessiz

yırtıyor etrafı bu sessiz çığlık..

dipsiz bir uçurumun kenarında annem

ellerinde sevdiği insanlar ,

o bırakıyor bir anda sevdiği elleri

atıyor kendini boşluğa.

dayanamam diyorum bu acıya, nasıl dayanırım?

çığlık çığlığa susuyorum

ellerini tutarken sevdiğin

neden atlar  insan uçurumdan?

bunca yalnız varken bu dünyada..

ve senin diyorum anne

ellerinde sevgi varken

neden atladın uçurumdan?

bu acıya dayanırmıyım  diye  mi merak ettin,

kızım güçlü müdür diye mi merak ettin?

neden acıyla sınadın beni

acıyla sınanmaktan bıktım anne..

güçlü değilim tamam ,bak itiraf ediyorum,

beni artık acıyla sınama ...

kabuslarla sınanmaktan bıktım anne...




 Kumrularin sesleri kesildi  Yaz günleri gibi günaydın demiyorlar bana artık. Olsun . Iyi olsunlar da Varsın başka gökyüzü altında yaşasinla...