18 Temmuz 2016 Pazartesi

Susma Vakti

dağın içinde bir cüce
koskoca dağı dağlar...............
dağ olmuş dağa düşman
dağı yıksa yıksa bu acı yıkar.

............................................
artık lal olma vakti
sözcüklerin hepsini çöpe attım
bir lağım kokusu geldi
anlamlı,
anlamsız
tüm sözcüklerden
ne kadar gereksizmişsiniz hey kelimeler...
dilimi kesip o çukura attım.
kalemimi kırıp
ateşe attım.
tüm değerlerimi
tüm inançlarımı
vazgeçilmiş bir zamana attım
artık susma vakti
dağlar artık susma vakti..........................................

8 Temmuz 2016 Cuma

Sıla-i rahim

genlerimize dantel gibi işlenmişti hasret
yüzyıllardır,nesilden nesile,
sandıklarımızda çeyizdi.
beşikte ninnimiz bile hasret türküleriydi,
bu duvarı bu nem yıkmaz sanırdık
hasret bize işlemez sanırdık
o coğrafyadan diğer coğrafyaya göç eden
atalarımızdan mirastı sıla hasreti
ve bir zaman sonra
sılayla gurbeti karıştıran çocuklardık...
vurmaz sandığın anda vururmuş meğer
en büyük dalgalar,
alıştım dediğinde sızlarmış en derin acılar
sıla-i rahimde öğrendim......

17 Haziran 2016 Cuma

Rüzgar

rüzgar serin serin yüzüne vurduğunda 
o nasıl acaba diye için sızlamıyorsa,

gözlerin uzaklara dalıp gittiğinde
ah keşke  burada olsa demiyorsa
içindeki ses,

acı bir türkünün ezgisinde kaybolduğunda
ona tutunmak istemiyorsan,

her şiir sana yazılmış gibi gelmiyorsa
şiirden,türküden medet ummuyorsan
ruhunu bırak gitsin
 boşa hapsetme o vücuda.........


31 Mayıs 2016 Salı

kesişen yollar

dünyanın birbirine en yabancı kelimeleri sen ve benden
biz olmuyorsa
yaptıklarımızdan değil de
yapamayacaklarımızdan,
olduğumuzdan değil de
olamayacaklardan korkuyorsak,
elimize aldığımız her şeyin toprak bir testi gibi
kırılıp döküleceğinden
paramparça olacağından bunca eminsek
kesişen yolları kesme zamanıdır....

12 Mayıs 2016 Perşembe

bir delinin anatomisi

aslında sen bile bilmiyorsun 
çoktan delirdin
kafandaki sesi bir türlü susturamıyorsun 
öyle gürültülü ki o ses yanından tren geçse duymuyorsun
yumruklarını sıkıyorsun sürekli
hep bir kavgadasın
hep bir yenilgide
...
aslinda çoktan delirdin 
sen bile bilmiyorsun
bazen bir arabanın camını indiresin geliyor tek yumrukla
bazen trafiğin tam ortasında durup 
gökyüzünü seyredesin geliyor
ölümden öte köy yok diyerek
...
içini acıtan türküleri dinliyorsun 
geçmişle yaşıyorsun
yarana tuz basıyor,
yaran kapanmasın istiyorsun
ateşe uçuşan pervaneler gibi
aşkı yanmakta buluyorsun
aslında çoktan delirdin..........

25 Mart 2016 Cuma

Pencere

bazen bir pencere ister insan
dünyasından başka bir dünyaya açılan
belki bir nefes aralığı kadar küçük
belki içeriye sadece minik bir ışık
................
bazen pencereler bulutlara açılmaz
dağlara,duvarlara,kara tünellere çıkar
o vakit pes etme
kır duvarları,
yık aşılmaz denen dağları
bulutlara ulaşan pencereler açıncaya dek
hani belki bir gün olur da sen de özgür olursun
pes etme...
yaşamak için
nefes almak için
sonra yine
sonra yine
pencereler bulutlara çıkıncaya dek................

9 Aralık 2015 Çarşamba

Kavak Sesleri

kavak sesleri gibi hem çok hem yoksun
hiç duydun mu kavak seslerini
uğultu yaparlar 
durur dinlersin yokturlar.
hiçbir şey bitmiyor  her şey değişiyor
bedenin ölünce toprakta bir çiçek oluyor
ellerin,yüzün toprağın bir parçası oluyor
ruhun sonsuzluk boşluğunda uçup duruyor
ya aşk?
her aşk bir çember
zaman geçtikçe çember daralıyor 
ama yok olmuyor
uzayda bir tatlı seda olarak asılı kalıyor..
hiçbir şey bitmiyor her şey dönüşüyor
bazen aşk nefrete
bazen nefret aşka.
kavak sesleri gibisin 
hem uğulduyorsun sürekli beynimde
hem hiçsin artık ömrümde...........

 Kumrularin sesleri kesildi  Yaz günleri gibi günaydın demiyorlar bana artık. Olsun . Iyi olsunlar da Varsın başka gökyüzü altında yaşasinla...