bir şehri sırtına almıştı kadın
gittiği her yere onu taşıyordu
ruhunu hapsettiği şehre
şimdi uzaktan baktı
bunca uzaktan daha net göründü
gri şehri
inkar iyi bir unutma yöntemi olmamıştı hiçbir zaman
ellerinde anılar
bırakabilse atabilseydi ya ellerinden
ne çok hafiflerdi dünya
unutabilmek ödülüydü bu dünyanın kimse bilmiyordu
yaşlanmadan ihtiyarlamak istiyordu
unutmak
yüzleşmelerden kurtulmak
dinlediği her yanık türküde
eski yaralarını kanatmamak
yüreğinin tam ortasına saplanan
yıllardır yüreğine yuva kuran paslı bıçağı
çıkarmak
parça parça dökülen gönlünün yıkıntılarının altında kalmamak
aşk için onurundan olmamak
nefes almak değil yaşamak
kimseyi kendinden çok sevmemek
istedi kadın
gidememekten bıkmıştı
ömrünün bu son deminde
kendine gelmek istedi artık kadın.........