Korkularımız bittiğinde terk etti bizi Tanrı,
Masum yanımızı yitirip,kararttığımızda yüreğimizi,
Bir nokta beyaz kalmamacasına,
bir nebze iyilik kalmamacasına
Kirlettiğimizde ruhumuzu,
Bir daha gelmemecesine
Terk etti bizi Tanrı.
hadi kalkın gidiyoruz
daha güzel bir dünyaya;
rengarenk kuşların,masmavi bir gökyüzünün olduğu
bu dünyanın aksine mutlu çocukların olduğu,
şeffaf bir elmas parçası gibi güzel kalplerinin kırılıp,incitilmedeği.
kimsenin kimseyi aldatıp,kandırmadığı,
asla yalan söylenmeyen,
Pinokyo diye bir masalın olmadığı,
minnoş kedilerin,köpeklerin tekmelenmediği,zehirlenmediği,
dini iyilik,dili vicdan olan,
yemyeşil,derin ormanların yakılmadığı,
okullarında sevgi öğretilen
herkesin birbirine saygılı,
yeni doğan bir bebeğin kalbi kadar
tertemiz bir dünyaya gidiyoruz
hadi kalkın.
siyah köpüklü dalgalar gibiyiz
inatla vuruyoruz sert kayaların üstüne,
sert rüzgarın üstüne
geçmiyo zamanla hiçbir şey geçmiyo
hiçbir şey geçmiyo
acı hep orda
eksiklik hep orda
rengi değişiyo,
şekli değişiyo
kokusu değişiyo
ama yanılgı hep orda
bazen eski bir duvar
bazen dipsiz bir uçurum
bazen kara bir bulut
ama hüzün hep orda
ne sen,ne o ,ne diğeri suçlu
suçlu ben
suçlu ruhum
suçlu o hep iyiyi bekleyen küçük kız çocuğu.
trenler siyah beyazdır
zaman tünelidir bir nevi
fakat sadece geçmişe giden.
soluk resimlerde,
gülmesini,fotoğraf makinesine
bakmasını bilmeyen,
ayağında lastik ayakkabı,
annesi tarafından kısa kesilmiş saçları,
ablalarının elini sıkıca tutan
küçük,garip bir kıza getirir beni
o kız hep orada,o soluk resimde
bekler seni
ne çok mahçubum o küçük kıza
ne çok söz verdim
ve tutamadım
affet beni küçük kız
bir gün tekrar
affet.........
hayatımız açılıp açılıp kapanan
tahta kapılardan ibaret
aralıklı tahtalardan
bazen ışık,bazen karanlık sızan
siyahın tüm tonlarının olduğu
bir gökkuşağı var
kapıların ardında
bize diyor ki bir ses
seç
hangi siyahı istersen.
Kumrularin sesleri kesildi Yaz günleri gibi günaydın demiyorlar bana artık. Olsun . Iyi olsunlar da Varsın başka gökyüzü altında yaşasinla...