22 Aralık 2017 Cuma

.......................

akşam ezanından korkardı,daha sıkı tutardı akşam ezanı okurken annesinin elini.daha o zaman yüreğine kazınmıştı sevdiklerini kaybetme korkusu.sonrası bir ömre yayılacaktı o korku.yıllar sonra da çocukluğunu hatırlamaktan korkan bir yetişkin olacaktı ;sahi yetişkin neydi yetişmek,neye yetişebilirdi ki insan yetişmek isteyip de ,hangimiz yetişmiştik ki peşinde koştuklarımıza;köktü çocukluk,çocukluğunda arıza varsa kök yetişir miydi ,büyüse de içten içe çürümez miydi?

............................


9 Kasım 2017 Perşembe

Geçer

gidenin ayak izleri tazeyken acır hep yüreğinin kuytuları
izler silindikçe
yağmur,fırtına ,güneş çıktıkça
geçer ,azalır acıların
zaman ilaçtır her yaraya
sen beni dinle 
sarsa da yaranı,öldürse de ilaçtır
geçer....
temizliktir bir bakıma zaman...
bir zaman sonra canını kezzap gibi yakan 
o paslı bıçak sırtı hatıralar 
artık sadece silik bir resim olur 
hafızanda
geçer....
ölümlere alışan insan ruhuna
ayrılık acısı vız gelir
geçer...
zamanla gözyaşına kuraklık gelir
yağmam der ben bu yosun tutmuş acıya
gelsin de zaten.
kendinden yeni bir sen yaratır zaman
eski sana acıyarak bakarsın zamanla
geçer
sen bile senden geçer zamanla geçer.......

30 Ekim 2017 Pazartesi

Soğuğa Sığınmak

karlar altında kalmak,
üşümek ,üşümek istiyorum
iliklerime kadar üşümek
sığınmak bir eve değil,sıcak bir odaya değil
soğuğun en acısına sığınmak istiyorum
etim,kemiğim donarsa
düşünceler de donar mı
vazgeçer miyim o zaman dipsiz kuyulara seslenmekten
dialog sandığım
çıldırtan monologlardan.
soğuğa ,en acısına hem de
sığınmak istiyorum
üşümek,
üşümek istiyorum
vazgeçer miyim o zaman
sebepsiz,
keskin sirke misali sürekli küpünü eskiten öfkelerimden,
bazen alıp başını  giden
yol sorulmaz,iz sorulmaz yalnız bir efe olduğunu sanan
oysa her daim garip bir kumru kadar
vazgeçemez ,teslim hallerimden.....
üşüsem
çok üşüsem,
soğuğa sığınsam iliklerime kadar üşüsem
kalsam bir ovanın ortasında
yalnız,kimsesiz,yaralı bir kuş gibi
yaralarımı saranım olmasa haktan başka
hak da o ovada,o kara parçasında unutmuş olsa
kendimi bulur muyum??
kaç zaman sonra gözden ırak olan gönülden de ırak oluyordu
kaç derece soğukta kalırsam
cesedim daha güzel olurdu
kaç metre altında olursam toprağın değerli olurdum
üşümek istiyorum ,soğuğa sığınmak
buralarda var olamıyorsam soğukta yok olmak.............




25 Eylül 2017 Pazartesi

Hayat

unutursun unutmaz mı insan
gün gelir baki kalan bu kubbede o hoş sada da kalmayacak
bilirsin
unutursun unutmaz mı insan

............

anlam arama boşuna 
kimse bilmiyor cevabı
tek cevap ,cevabın olmadığı
sır yok,
sır çok
unutursun unutmaz mı insan
..................

bunca karmaşada 
 ya kendini öldürürsün
ya kabullenirsin
ya da aklını bir kuşa teslim eder uçurursun
unutursun 
unutmaz mı insan
...........

20 Eylül 2017 Çarşamba

Katranlı Ekmek

karadır  ellerim

bahtım kadar

kara toprağa teslim etmişim  kaderimi

beyaz gün mü göreceğim?

kara irinler aktı alınyazımdan

su diye

katranla yıkadım...

ekmeğime katran kattım

 kara kara yedim

acısı gelmedi dudaklarıma

alışırdı ya insan her acıya

nasır tuttu yüreğim

beklemekten

yine usanmadım

uslanmadım
...............





11 Eylül 2017 Pazartesi

Acı Şarap

her şey zamanında

papatyalar baharda güzel,

istediğin kadar sakla defter arasında

yeşil kalmayacak

kalanlar artık eskisi gibi olmayacak

buzdolabında saklanmıyor özlemler

ekşiyor zaman geçtikçe sevgiler de

yüzünü ,gönlünü buruşturuyor acılaşıyor

zehirliyor

ne defter arasına koyduğun papatya

artık bir çiçek,

ne de üzerine ayları,yılları koyduğun özlediklerin

artık sana ait

üstüne zaman koyduğun her şey

artık acı bir şarap

............


25 Temmuz 2017 Salı

Doğum Günü

sabahın dördü bir elimde bir kadeh diğerinde bir
şerefe diyorum kendi kendime
bana bugün bütün kadehler
bugün doğum günüm
iyi ki varım be
iyi ki doğdum iyi ki tanıştım kendimle..........


şerefe dedim vurdum kadehleri birbirine
sen geldin aklıma
ve gözlerime yağmur bulutları
flu oldu dünya biranda
kaçtım oradan
kaçtıklarım şiir oldu
bense şiirlerin işçisi.....
yaşım beş yüz oldu
aynada hala bir gülen yüzüm olmadı
hasretimden müebbet hapsindeki mahkum gibi
boncuk boncuk kolyeler dizdim tespih niyetine
sabır bitti hasret bitmedi...
tecahülü arifti hayatımın söz sanatı
bilmemezlikten gelmek mutlu ederdi çünkü her zaman insanı
beş yüzüncü yaşıma mübalağayla girmiyorum hayır
bir fosil kadar doymuşum yıllara
tok giriyorum
hasrete
yalnızlığa
yalnız bırakılmışlığa
tutulmayan sözlere
nice yıllara dünya
















 Kumrularin sesleri kesildi  Yaz günleri gibi günaydın demiyorlar bana artık. Olsun . Iyi olsunlar da Varsın başka gökyüzü altında yaşasinla...