yaz sarısı kelimelerim
sararmış otlar kadar unutulmuş
bir o kadar tatsız
hep eskide kalmış
hep bin pişman
kalanlar kim gidenler kim
hangisi daha yaslı
hangisi daha perişan
peki ya hangisi hayatına
kendi olmadan devam ediyor
birkaç gün önce doğum günümdü
yine yüz yaşıma girdim
asırlık bir çocuk gibi,
mutlu gibi,
ellerinde kırmızı güller gibi
plastik kahkahalarla bin yaşıma daha girdim
konuşmayı özledim seninle
şöyle uzun uzun dedikodu yapmayı mesela
kim olursa olsun birini çekiştirmeyi
türkü dinlemeyi sonra
belki şiir okumayı
özledim biz olmayı.....
şuara çok uzağım kendimden
sen de kilometrelerce
ben diyeyim ışık yılı
daha mı iyi bu ,daha mı kötü bilmiyorum
uzağıma mı ,yakınıma mı gelsem
bilmiyorum
hangisi daha çok yakar canımı bilmiyorum....
yarınlardan olağanüstü güzellikler beklerken
herhangilik geliyor hep
herhangi bir gün,herhangi insanlar
herhangi duygular....
kaç yaz geçti saymadım
iyikilerim olmayalı
oysa keşkeler kirli çamaşırlar gibi
üstüste leş gibi kokuyor....