28 Temmuz 2014 Pazartesi

BEKLERİM

     

küçük bir kızın bayramı beklemesi  gibi bekledim seni
al al  çiçekli fistanını giyip,
 bir bayram şekerini dünyaya değişmez haliyle bekledim 
tahta bir kapı vardı önümde 
kapının aralığından gözetledim zamanı
geçsin istedim
sana doğru aksın istedim zaman 
senli günlere...
kırık tahta kapıdan karanlık sızdı içime
küçük kızın elleri buruştu,yüreği buruştu karanlıktan
oysa sen varken güneş pırıl pırıldı 
sıcacık bir yazdı...
büyük,tahta kapının ardında  durdum
bekledim...
hayır bekleyince uzamıyor zaman
gelmeyeceğini bilince uzuyor...
al al çiçekli fistanımı yaktım içimin közünde
dualarımı yaktım 
hayra çıkan rüyalarımı...
her şey yandı seni beklerken
ama o tahta kapıyı yakmadım daha
ardına geçip tahtaların ardından karanlık sızsa da bakarım,yine beklerim...................

8 Haziran 2014 Pazar



                           Eksik 


belki bir doğru eksikti geçmişte söylenmiş bir yalanın itirafı
belki bir bakış eksikti içinde sevgi olan
eksik vardı çok ,çok eksik
eksikler olmasa insan kendine yapar mı bunu.
ruhunu ateşe verir mi bilerek
ateş bile güzel gelirdi aslında 
sonsuza dek yansaydı
oysa o bile eksik..

bir şehrin olmalı benim şehrim dediğin
ait olmalısın oraya
annen baban kadar şarttı bu aslında
birine ait olmak kadar bir şehre ait olmak da.
eksik vardı çok,çok eksik
ait değildin hiçbir yere
ve hiç kimseye
bir mezara ait olan bir ölü kadar olamadın
eksikti çok ,çok eksik.
şimdi sana kaybolan yıllarını verseler 
o yıllarda kaybolursun
eksikler seni de eksiltir
doğrular içinde bir yanlış olursun
gerçekler içinde bir yalan
sözler,yeminler,gözyaşları hepsi anlarsın ki yalan
yalan yaşadığın her doğru
eksik vardı çok,çok eksik 
yaşamın kendisi eksik....
                           mualla 8 haziran2014

26 Mart 2014 Çarşamba





     Kabus

karanlıktı her yer

her an gelecekti sanki kötü haber

bir çığlık  ki öyle derinden öyle sessiz

yırtıyor etrafı bu sessiz çığlık..

dipsiz bir uçurumun kenarında annem

ellerinde sevdiği insanlar ,

o bırakıyor bir anda sevdiği elleri

atıyor kendini boşluğa.

dayanamam diyorum bu acıya, nasıl dayanırım?

çığlık çığlığa susuyorum

ellerini tutarken sevdiğin

neden atlar  insan uçurumdan?

bunca yalnız varken bu dünyada..

ve senin diyorum anne

ellerinde sevgi varken

neden atladın uçurumdan?

bu acıya dayanırmıyım  diye  mi merak ettin,

kızım güçlü müdür diye mi merak ettin?

neden acıyla sınadın beni

acıyla sınanmaktan bıktım anne..

güçlü değilim tamam ,bak itiraf ediyorum,

beni artık acıyla sınama ...

kabuslarla sınanmaktan bıktım anne...




8 Ocak 2014 Çarşamba

                    DUVARLAR 
duvarların içinden sesler geliyor
kavga eden insanlar var duvarların içinde
dün mesela sabaha dek sürdü kavgaları
hem çok çok gürültü yapıyor bunlar
susturun bu sesleri
bir gece mesela bir tanesi sabaha dek bağırdı
yalnlış anlaşılmak zor dedi
anladın mı dedi.
herkes kadar günahkarım 
herkes kadar masum
herkes kadar çok yalan söyledim
sonra kimse doğrularıma inanmadı dedi
oysa herkes de bir gri vardır 
beyazım çok diyen en karadır 
masumiyet kalpte olmalı dedi
kimsenin kalemini kırmadım
kimsenin kaleminde gözüm olmadı dedi
şimdi ben en günahkar kul muyum 
yalan kalpleri kirletmez evet biraz grileştirir ama siyah yapmaz dedi
buna da pişmanım bana af çıkmaz mı sizin kanunlardan dedi
ağladı ağladı ve gitti...
sonra başka bir gece diğeri geldi insanlar dedi sıkışmış duvarların içinde
bizim mesela burada çok kalabalıklar dedi
sığmıyoruz artık duvarların içine 
birilerine söyleyin yıksınlar  bu duvarları. azad etsinler bizi dedi
duvarlar arasında olmasın insanlar
duvarlara karşı olsunlar 
arasında kaldığımız her duvar bizleri o kadar eritiyor 
o kadar başkalaştırıyor dedi.
duvarlar size gücüm yeter mi dedim ben de duvarlar  arasında değil miydim!....

7 Kasım 2013 Perşembe

                        Çamurdan Bebek
çocukken hiç bez bebeğim olmadı benim ya da bir oyuncak bebeğim.
ondandır belki
kendimle bu bitmez oyunlarım...
kendine en büyük düşman yine kendiymiş ya insanın
 binlerce senaryom var benim ölüme dair ve binlercesi  yaşamamaya dair...
gittiğim her uçurumun kenarından dönmesini bildim 
ayaklarım tökezledi evet ama düşmedim.
 dedim henüz erken....
erken bir hayata yeniden küsmeye....
ve geç çocukluğa dönmeye...
şimdi diyorum geriye dönüp
bir bez bebeğim olmadı  benim ama çamurdan bebeklerim vardı.
çok farkı yok aslında şu andan
çamurdan neler yapmadık ki...
çamuru atardık temizlenirdi ellerimiz
zor olan ne biliyor musun?
hani kendi aksini gördüğün sular var ya dupduru,tertemiz
derinliğine inandığın
çamurdan beni ancak bu temizler dediğin
bir sabah kalktığında
o suların çamura bulanması...!





8 Ekim 2013 Salı

             Rüya

 yüzünü göstermeyen o adam geldi dün tekrar rüyama

su dedi

karanlık bir su var önünde

derin bir bataklık

az ilersinde  uçsuz bucaksız tertemiz bir deniz

ama önce bataklıktan geçmelisin o suya ulaşmak için

deniz sana hasret sen denize

ama önce bataklık.

ya dedim boğulursam ,batarsam o bataklığa

ya dedim ilersi sadece bir serapsa

seraba da razı olmalısın dedi  bataklıktaysan.........

13 Eylül 2013 Cuma


         SANRI
bir sanrı biliyorum bu hayat
varmış gibi görünen bir rüya yansıması
gerçek olamayacak kadar acı bazen
bir yerini keser ya bir bıçak
paslı bir çivi batar ya karnına
işte o kadar acı
ama ağlamayacağım anne
çünkü bu sadece sanrı
gerçek olamayacak kadar acı..........
ağlamayacağım anne
bu sanrı bir gün bitecek
ışıklar içinde yemyeşil bir ormanda küçük bir kız olacak ruhum yine
beyaz bir orkide kadar saf
ama saflık iyi değil anne
aç gözünü bu hayatta saf olma derdin sen hep
şimdi sence ben ne olmalıyım anne
bu acı sanrının içinde kendimi kaybettim anne
sen kimsin deseler verecek cevabım yok
sahi ben kimim anne?
ağlamayacağım anne
çünkü bu sadece sanrı
gerçek olamayacak kadar acı.......

 Kumrularin sesleri kesildi  Yaz günleri gibi günaydın demiyorlar bana artık. Olsun . Iyi olsunlar da Varsın başka gökyüzü altında yaşasinla...